29 Nisan 2013 Pazartesi

Gölgesi düzlemsel bir yüzeye düşen basit bir çubuktan oluşmuş ilkel güneş saati ...

Gnomon, 

Yunancada gösterge anlamındadır.
Güneş saati mili,
Güneş saati ibresi, Sundial.
Güneş saati,
Güneş saati kadranı,
Bir çubuğun gölgesiyle zaman belirleyen basit saat. 
Yazıcı uç adı verilen ve gölgesi düzlemsel bir yüzeye düşen basit bir çubuktan oluşmuş ilkel güneş saati.
Güneşin durumunu öğrenmek için, gölgesi ölçülen dikili taş.

Gölgesi düzlemsel bir yüzeye düşen basit bir çubuktan oluşmuş ilkel güneş saati,
Matematik ve ilgili bilim dallarında kullanılır.

Filibe (Bulgarca Plovdiv)' de güneş saati.

27 Nisan 2013 Cumartesi

Azınlık ...

Ekalliyet, (Arapça,  Osmanlıca).

Akalliyet,
Arapça daha az, çok az anlamındaki akall sözcüğünden türetilmiştir.
Ekalliyet (İng.minority Fr.minorité). 
Azınlık,
Azlık, 
Azınlıkta kalma.
Bir hükümetin tebaiyyeti altında yaşayan, yabancı din ve milliyete mensub olup, ekseriyeti teşkil etmeyen halk. 
Bir toplulukta herhangi bir nitelik bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar, ekalliyet, Çoğunluk karşıtı. 
Bir ülkede ayrı soydan veya inançtan olan ve sayıca az bulunan topluluk, ekalliyet. 

Azınlık (Ekalliyet): 
Yaşadıkları toplum içerisinde nüfusun büyük bir bölümünü oluşturan gruptan, din, dil, ulus, huviyet, etnik köken gibi özellikleriyle farklı olan kesim anlamını ifade etmekte olup böyle kullanılmıştır.

Osmanlı dönemindeki belgelerde ermeniler, rumlar, vs.den ekalliyet olarak bahsedimiştir.

26 Nisan 2013 Cuma

Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli ..

Kavas, (Arapça).
Kelime anlamı haberci, muhafız, yürüyen, dolaşan anlamındadır.
Emir Çavuşu. 
Elçilik yada konsolosluk hademesi,
Bahçıvan, 
Kapıcı. 
Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli.
Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli veya koruma görevlisi. 
Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi.
İç güvenlik ve asayişi sağlamak üzere daha çok elçiliklerde görevlendirilen silâhlı muhafız.

Elçilik, konsolosluk, patrikhane, otel, banka gibi kurumlarda kendine has bir üniformayla görev yapan silahlı koruma görevlisi ve hizmetlilere verilen ad.
Eskiden fabrikalarda, kapılardaki güvenlik görevlisi olarak çalışan işçilere verilen ad.
TBMM. Genel kurul salonunda milletvekillerine evrak, belge,doküman vs. götürüp getirmekle görevli sağır kişilere denir.

Osmanlılarda vezirlerin maiyetindeki görevli silahlı kişilere ve mahkemedeki mübaşirlere verilen ad.
Yabancı elçilik ya da konsolosluk koruma görevlisi. 
Eskiden Osmanlılarda devlet adamlarını ve kurumları koruma görevlilerine genel olarak kavas denirdi. Ancak 1908 yılında kaldırılmıştır.

Kavas kelimesinin diğer anlamları;
Kavas kelimesi esasen Arapça kökenlidir.
(Kavs) Oklu asker, 
(Kavvas) Ok yapan, okçu.  
Buğday ölçülen şinik.
Aptal, budala.
Kuruntu, stres ve uykusuzluk ilacı olarak kullanılan bir cins karabiber.

23 Nisan 2013 Salı

Çok damarlı iç salgı bezi, kalkanbezi...

Tiroit,
Kalkanbezi.
Gudde-i derakiye, (Osmanlıca).
Tiroit, (gud-desi).
Tiroit bezi, Schilddrüse(Alm.), Thyroid gland, (İng.), Thyroïde (Frn.). 

Gırtlağın ön ve alt bölümünde bulunan, çok damarlı, salgısını kana veren bir bez.

Kalkan bezi, tiroit. 
Yunanca thyreos: kalkan; eidos: biçim anlamındadır.

Yutağın altında, boynun ön ve yanlarında bulunan, şekli kalkana benzeyen, vücudun büyüme ve gelişmesi için gerekli hormonları kana salgılayan bir iç salgı bezi.
Tiroit bezi, tiroit ya da kalkan bezi, yutağın altında, boynun ön ve yanlarını saran çok damarlı iç salgı bezi.

Kelebek şeklinde olan tiroid bezi, endokrin bir bezdir. Boyun kısmında adem elması diye bilinen sert çıkıntı oluşturan kıkırdağın altında olup soluk borusu önünde bulunur. Bir kas kadar sert olan kalkan bezi olarak bilinen tiroid bezi sağ ve sol iki tiroid lobundan oluşmaktadır. Bu loblar isthmus adı verilen ince bir doku ile birbirine bağlanır. Ağırlığı 20-40 gr. kadar olan tiroid bezi elle muayene edilebilmektedir. Bazı durumlarda büyür ve normal ağırlığını aşar. Buna guatr denir.
 
Tiroid bezi besinlerle aldığımız iyodu kandan çekerek depolar. İyot yüksek miktarda deniz ürünlerinde, süt, yumurta, et ve az miktarda da sebzelerde ve meyvelerde bulunur. İyot tiroid hormonlarının yapısında bulunan önemli bir maddedir. Tiroid bezi, bir iç salgı bezi gibi etkinlik gösterir. Hipofizin salgıladığı uyarıcı tireotrop hormonunun etkisine bağlı olarak çalışır. Vücudumuzda bulunan tüm hücre ve dokunun fonksiyonlarını düzenleyen tiroid hormonlarının devamlı ve yeterli miktarda salgılanması sağlığımız için gerekir.
Tiroid bezinin gereğinden az çalışması (hipotiroidizm), iltihaplanmalar, kireçlenmeler, kolloid şişkinliği (guatr) gibi bozukluklar sonucu ortaya çıkar ve miksödem ve kreten hastalığına neden olabilir. Tiroid bezinin aşırı çalışması (hipertiroidizm) ise özek dokunun (parankiman) şişmesi sonucunda olur. Bu durumda Basedow, Plummer hastalıkları ortaya çıkar.

20 Nisan 2013 Cumartesi

İtalya' ya özgü, bayat ekmek, soğan ve çeşitli sebzelerle yapılan bir tür salata ...

Panzanella,
Köylü usulü Ekmek Salatası,
İtalya, Toskana bölgesinde Floransa'ya özgü bir köylü salatası. 

Bayat ekmek ve soğanla yapılan bu salataya evde üretilmiş taze sıkma zeytinyağı apayrı bir lezzet verir. 

Malzemeler;
Kalınca doğranmış 250 gr bayatlamış köy ekmeği,
Üzüm Sirkesi 1 yemek kaşığı,
Sızma veya Evde sıkma zeytin yağı, 4 yemek kaşığı

İnce ince halkalar şeklinde doğranmış soğan (Kırmızı),
Rastgele doğranmış bir salatalık, iki domates,
Siyah zeytin (150gr ).
Fesleğen yaprağı, Bir limon, Tuz, Karabiber

Yapılışı; Hazırlarken büyükçe geniş ve yüksek bir çanakta karıştırmalı ki malzemeler birbirlerinin suyunu iyice emsin. Parçalanmış bayat ekmek parçaları, çekirdekleri çıkarılmış zeytinler, tuz ve sirke ile  ovularak bekletilmiş soğan halkaları, domates, bir kasede karıştırılmış ve çırpılmış sirke ile zeytinyağı, tuz, karabiber, fesleğen yaprakları eklendikten sonra limon sıkılarak  karıştırılır.

17 Nisan 2013 Çarşamba

Kavram, anlayış, görüş ...

Konsept, (Fr. concept).
Kavram, (İng. concept, notion),
Mefhu, (Osmanlıca),
Bir nesne, özellikle o nesnenin nitelikleri konusunda edindiğimiz genel düşünce.
Bir şey üzerinde birçok ayrı algıları kapsayan genel düşünce.
Bir olay, nesne, durum ya da koşula, ayrıtsal özelliklerini bireştirerek kavranabilirlik kazandıran düşünsel bütünlük.
Bir olay, bir nitelik ya da nicelik üzerinde oluşan zihinsel imge.
Kaplamı ve içeriği bir im ya da sözle anlatılarak anlam kazandırılan soyut düşünce.

Görüş, (Fr. Vision, İng. conception ).  
Olaylar, düşünceler ya da nesneler üzerinde geliştirilen anlayış, değer ve yargı.
Bireyin belli bir konudaki bakış açısı ve anlayış biçimi.

Anlayış, 

Tarz.  
Usul, şekil, üslub.
Yol, Heyet.
Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi.

Düzen.

15 Nisan 2013 Pazartesi

Tepki, reaksiyon ...

Aksülamel,
Arapça Aks-ül Amel.

المحور المجاهدين عامل

Tepki, Reaksiyon.
İstenilen şeyin zıddı hasıl olması. 
Tersine oluş. (Reaksiyon)


Reaksiyon, (Fr. réaction, İng. reaction).
Tepki,
Tepkime.
Allerji, Alerji. 
Herhangi bir olaya karşı tepki, cevap.
Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki. 

Edebi sanatlarda bir cümle veya mısrânın altını üstüne getirmekle, başka bir cümle veya mısrâ yapmak.

9 Nisan 2013 Salı

Gemici gömleği...

Aksaya,
Beyaz gömlek.
Gemici gömleği (vareuse).
Yakası, kol ağzı ve eteği işlemeli bir çeşit beyaz ceket.
Köynek, Yakasız gömlek.
Yakasız uzun kollu erkek gömleğine, Mintan denir.
Şömizye, Yakası erkek gömleğini andıran uzun kollu manşetli kadın bluzu.
Gemilerde çalışan serdümen, usta gemici, gemici, miço, yağcı, ateşçi, kömürcü, aşçı gibi mürettebat aynı biçimde elbise giyerler. Aralarında sınıf farklılıkları sağ kollarının pazusundaki işaretlerle anlaşılır. 

Elbiseler : 
Koyu lacivert şayaktan gemici gömleği ve yine aynı kumaştan pantolondur. Gömleklerinin yakaları üzerine takılacak paletlerin kenarlarında bir buçuk milimetre kalınlığında yan yana üç sıra kırmızı yün şerit bulunur. 
Paletler lacivert renktedir. Ayrıca gömlek yakalarına kumaştan siyah boyun bağı takılır. Yazın aynı şekilde beyaz kumaştan elbise giyerler.

Japonyada, gemici kıyafeti veya gemici fuku ortaokul ve liselerdeki kız öğrenciler tarafından giyilen bir üniformadır. Gemici fuku eski öğrenciler tarafından giyilir. Birde Japonlarda gemici fukusu uniforma olarak fetiş malzeme olarak kullanılır. Gemici fukusu Prusya ordu üniformalarından esinlenerek yapılmıştır. Japonya'da ortaokul ve liseye giden erkek öğrencilerin giydiği siyah renkli üniformalara Gakuran denilir.

Osmanlılarda "Tercüman" anlamında kullanılan sözcük ...

Dragoman (Fr. dragoman),

Dilmaç,
Tercüman,
Çevirmen, 
Turcimanno (İtalyanca), Drogman, tercüman.
Osmanlılarda Tercüman anlamında kullanılan sözcük.
Dragomen sınıfı veya tercüman.
Bir işverenin sözcülüğünü yapan, onun aracısı olan kişi.
Osmanlılarda yabancı dillerden tercüme yapanlara verilen ad.
Osmanlı Devletinde resmi tercüman. 
Uluslararası ilişkilerde görevli Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlık topluluklarından oluşan tercüman. Bu tercümanlar Tanzimat dönemine kadar devlet memuru olarak çalışmışlardır.

Genellikle Osmanlı imparatorluğunda yerleşmiş Hristiyan, Rum, Ermeni tabiyetinden vatandaşlar dragoman olarak çalışırlarmış. Bu grup İstanbulda o zamanlar İstanbulun en güzel banliyösi olan Pera semtinde yaşarlarmış. Farklı büyükelçiliklerde çalışırlarmış. Daha ziyade Venedikliler ve büyükelçilerin torunları bu işi yaparlarmış. Yabancılar ve Türkler arasındaki tüm ilişkilerde görev yapmışlardır. Dragomanların bir tesisi veya sermayesi olmayıp  altı, yedi lisanda tercüme yapabilmekteymişler. 

Tercüman veya d
ragoman kelimesinin kökeni Süryanilerde-Aramilerde Meturgaman kelimesinden gelmektedir. Ragamu süryanicede konuşmak ve Rigmu kelimeside sözcük anlamındadır. Meturgaman kelimesi İtalyancaya turcimanno, Fransızcaya turchement , İngilizceye dragoman-drogman olarak geçmiştir. Türkçeyede tercüman olarak geçmiştir.

Kelimenin kökeni ve Osmanlıcadaki anlamı; 
Tercüman.
Targoman (Arapça), Trucheman, Turcimanno(Fr.), Torsimani, Trujaman,
Dragoymanos(Grek), Dragomanno(Fransızca).

Denizcilikte, mataforaları çevirmek ya da istenilen doğrultuda tutabilmek için kullanılan donanım...

Vento,
Denizcilikte, mataforaları çevirmek ya da istenilen doğrultuda tutabilmek için kullanılan donanım.
 
 














Bumbaları ve mataforaları bir taraftan diğer tarafa dirisa edebilmek ve sabit tutabilmek için cundalarından alınan halatlar. Bu halatlar gerekirse palangalara da bağlanır. Askıdaki filikanın sallanmasını engelleyen kol ile trenti kancası arasındaki pelikan kancalı bosa.

Baş Metafora-Forward guy; filika mataforası ile yan mataforaların döndürülmesinde kullanılan donanımların baş tarafta bulunanıdır. 

Gemi vasıtalarını denize indirmek veya almak için kullanılan uç kısımlarına palanga donatılmış dikmelere Metafora denir. Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.


6 Nisan 2013 Cumartesi

"Lekecilik" de denilen soyut resim akımı ...

Taşizm, ( Fr. tachisme).

Lekecilik, (Fransızca tache, leke).
Taşizm de denilen soyut resim anlayışı..
Lekecilik de denilen soyut resim akımı.
Resim sanatında, düzensiz biçimli renk lekeleri ve damlaları kullanarak çalışan sanatçıların akımı.

Doğa biçimlerini değil, boya biçimlerini değerlendiren ve boya vuruşundan doğan görüntünün, insanın iç coşkusunu anlatmaya yeter olduğuna inanan soyut resim anlayışı, taşizm. 

Taşizm (Tochisme), Doğa biçimlerini değil, boya biçimlerini değerlendiren ve boya vuruşundan doğan görüntünün, insanın iç coşkusunu anlatmaya yeter olduğuna inanan soyut resim anlayışıdır. 

Ressamın resim bezi ya da kağıdı üzerine düşünmeden boya serperek oluşturduğu lekelerin etkisine dayanan resim anlayışıdır. Kübizme tepki olarak doğmuştur. Ani fırça darbeleri ile adını aşıyan leke ve damlalarla özdeşleşmiştir.

Leke sözcüğü ilk kez 1950’ de Fransız Sanat yazarı Michel Seughor tarafından kullanılmıştır. Seughor leke olarak sürrealist otamotizmden doğan ve expresyonizmin soyuta yönelmiş olan anlayışına demektedir. Fransa'da, Tochisme yani Lekecilik denilen resim üslubunu temsil eden Vasarely, Dewasne, Dyrolle ve Viggo Mortense' dır. Taşist anlayışı  Amerika'da Mark Tobey (1890) ilk olarak başlatmıştır. Tuvalin bütün yüzeyine bütün renkli unsurları bir merkeze bağlamadan yayarak resim çalışmalarını yürütmüştür. 

Türk soyut resim sanatının öncülerinden Mübin Orhon (1924-1981) dur. Zeki Faik İzer çalışmalarıyla taşizm-lekecilik akımının Türkiye'deki en önemli ismi olmuştur. 
Taşist ressamlara örnekler;

Alberto Burri (1915-1995),
Antoni Tapies(1923), Asger Jorn(1914-1973), Atlan (1913),

Bernard Girard, Bram van Velde (1895-1981), Bülent Yavuz Yılmaz (Türk),
Camille Bryen (1902-1977),
Daniel Pujola, Dewasne, Dyrolle,
Georges Mathieu(1921), 
Henri Goetz, Hons Hortung (1904),
Jackson Pollock (1912-1956), Jean Dubuffet, Jean Miotte (1926), 
Karel Appel (1921-2006), Korl Otto Goetz - Alm.(1914),

Maria Helena Vieira da Silva(1908-1992), Mark Tobey (ABD), Michel Seughor,  
Monessier (1911), Mübin Orhon (Türk),
Nuri Odabaşı, Nüzhet İslimyeli,
Orhan Peker-Türk (d. 1927 - ö. 1978),Otto Wolfgang Schulze (Alm.),
Paul Riopeiie,
Sam Francis (1923-1994), Serge Poliakoff (1900-1969), Singier,
Vasarely, Viggo Mortense,
Zao Wou Ki (1921)(Japon), Zeki Faik İzer (Türk).

3 Nisan 2013 Çarşamba

Keçi, koyun bağırsağına pirinç ya da bulgur doldurularak yapılan bir çeşit yemek ..

Mumbar, (Farsça Bumbar)
Bumbar,( Fr. Colon),
Bağırsak. 
Dolma yapılan ince bağırsak.
Sığır, koyun, keçi vb. hayvanların kalın bağırsağı. 
Kalın bağırsağa, kıyma, ciğer, pirinç, soğan doldurarak yapılan bir çeşit yemek.
Keçi, koyun bağırsağına pirinç ya da bulgur doldurularak yapılan bir çeşit yemek.
Koyun ve benzeri gibi hayvanların kalın bağırsağı.
İçine kıyma, pirinç vs. doldurulmuş bağırsakla yapılan bir cins yemek.

Bumbar Dolması;

Bir kapta iki su bardağı pirinç, bir yemek kaşığı nane, bir yemek kaşığı biber salçası, isteğe bağlı miktarda pulbiber, karabiber ve tuzu iyice karıştırarak dolgu malzemesini hazırlayın. Kıyma veya kuşabaşı et istenirse kullanılabilir. Karışım homojen olarak iyice karıştırılır.
Bumbar (koyun ince barsağı) önceden temizlenerek marine edilmelidir. Bumbarı temizledikten sonra doğranmış soğan ve dövülmüş kişniş ile iyice ovularak 3-5 saat bekletin. Başka bir kap içinde marine edilmiş bumbarları tuzlu suda ters yüz ederek iyice temizleyin ve bumbarların içine hazırladığımız dolgu harcını doldurun. Bumbarların dış yüzeyini tekrar tuzlu suyla yıkayın. Doldurulmuş bumbarlar bekletilir. Başka bir kapta, bir yemek kaşığı tuz ve tereyağına ilave olarak iki yemek kaşığı naneyi ekleyin ve karışıma beş su bardağı su katın. Bu malzemeleri iyice karıştırın. Hazırladığınız bu karışım içine bumbar dolmasını yerleştirin. Tencerenin kapağını kapatın ve bir saat pişirin. Yemeğinizi sıcak servis yapmadan önce üzerine ince kıyılmış maydanoz serpin. Yanına  dilimlenmiş  domates koyun. Acı biber turşusu ile afiyetle yemeğinizi yiyiniz. Ama yemeğin esaslezzetli olan kısmı suyudur.

Translate